Gebelik
Mayıs 23, 2017
Gebelikte Yapılan Ultrasonografi Zararlı mıdır?
Mayıs 23, 2017

Gebelikte Beslenme

Gebelikte nasıl beslenmeliyim??

Gebelik sırasında alınan kilo bebeğin doğum ağırlığını etkilemektedir. Gebeliğinizde almanız gereken  kilo miktarı gebelik öncesi kilo oranına göre değişmekte olup önerilen kilo alım aralıkları

Düşük kilolularda (BMI<19)   12,5-18 kg

Normal kilolularda (BMI 19-26)   11,5-16 kg

Fazla kilolularda(BMI>26-29)   7-11,5 kg

Obezlerde (BMI>29)   <7 kg almalarını tavsiye ediyoruz.

İkiz gebeliklerde BMI normal olanlarda ideal kilo alımı yaklaşık 18 kg veya tekil gebelikten 4,5-7 kg daha fazla olmalıdır.

Sağlıklı bir gebelik ve sağlıklı bir bebek doğumu için dengeli beslenme şarttır. Halk arasında gebe kadının iki kişilik beslenmesi gerektiği fikri doğmuştur. Oysaki gebelikte fazla beslenme de yetersiz beslenme kadar anne ve bebek sağlığına zararlıdır. Dengeli beslenmenizin temeli 5 ana besin grubunu günlük olarak tüketmenizdir.

  • Süt-yoğurt,
  • Sebze-salata,
  • Meyve,
  • Et-tavuk-peynir-yumurta
  •  Yağ grubu-zeytin-kuru yemişler.    Her öğünde lifli gıda alımınız, beslenmenizde önemlidir. Esmer ekmek, bulgur, yeşil yapraklı sebzeler, meyveler posa açısından zengindir. Kuru incir ve kayısı gibi posalı karbonhidratlar besinlerinizin bağırsaklarınızdan emilimini yavaşlatarak kan şekerinizin düzenlenmesinde etkin rol oynarlar. Beslenmenizi 2,5-3 saat aralıklarla yapmanız, yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmanız sindiriminize ve metabolizmanıza yardımcı olur. Gebelikte günlük kalori ihtiyacına 300 Kcal/ gün ilave edilir. Günlük protein alımı gebe olmayanlara göre protein ihtiyacına fetus, plasenta(eş), uterus ve göğüslerin gelişimi de eklenince artmaktadır. Proteinlerin büyük çoğunluğu et, süt, yumurta, kümes hayvanları ve balık ile sağlanabilir. Süt ve süt ürünleri gebe ve emzirme dönemindeki kadınlar için özellikle protein ve kalsiyum açısından ideal besin kaynaklarıdır. Gebelik sırasında ihtiyaç duyulan ve besinle karşılanamayacak madde DEMİR’dir. Günlük 30 mg’lık demir desteği gebelik gereksinimlerini karşılayacak ve önceki demir depolarını koruyacaktır. Gebeliğin ilk 4 ayında demir gereksinimi az olduğu için bu süre içinde demir desteği eğer demir depolarınız yeterli ise gerekli olmayabilir. Bu konuda doktorunuzun önerileri ile hareket etmek en doğrusudur. Sofralarınızda gebelik ve gebelik dışı dönemde iyotlu tuz kullanmanız guatr açısından sizi koruyacaktır. Vitaminleri yeterli beslenme ve diyet ile  almak mümkün olabileceği gibi multivitamin preparatlarından da faydalanılabilir. Ancak günlük folik asit desteği yiyeceklerden alınamayacağı için gereklidir. Katı vejeteryanlarda çinko, demir, B12 vitamini desteği sağlanmalıdır. Folik asit besinlerden yapraklı sebzeler ve karaciğerde bol miktarda bulunmaktadır.

Diyabetik gebelerin beslenmesi

Hamileliğiniz öncesi veya sırasında yakalandığınız şeker hastalığınızı, düzenli ve bilinçli beslenerek, sağlıklı bir şekilde geçirebilirsiniz. Tabii bunun için en önemlisi, doktorunuzla ve diyetisyeninizle birlikte karar vereceğiniz beslenme programınızı yaşam şekliniz haline dönüştürmeniz. Beslenmede dikkat etmeniz gereken en önemli kural ara öğünlerinizi ihmal etmemenizdir. Temel prensip aç kalmamaktır. Ara öğünde tam buğday ekmeği + peynir veya yoğurt, veya kepekli grisini + tahıllı şekersiz bisküvi, veya yulaf gevreği ile birlikte süt alınabilir. Sadece meyve yenmesi doğru değildir. Böylece karbonhidrat ile birlikte protein de alınmış olur. Bu şekilde vücudunuzun insülin salgıları düzene girer. Ayrıca almanız gereken kilo da dengelenmiş olur.

Normal olarak, hamileliğinizin 24. haftasında yaptıracağınız 50 gramlık oral glukoz tolerans testinizden (halk arasında şeker yükleme testi olarak bilinir) 1 saat sonra ölçülen kan şekeri değerleriniz 140 mg/dl’nin üzerinde çıkar ise doktorunuz gestasyonel diyabetten şüphelenecek ve 100 gramlık oral glukoz tolerans testiniz yapılacaktır. Eğer öngörülen değerlerin üzerinde rakamlarınız tespit edilirse, gestasyonel diyabet tanınız konmuş olur. Ailede şeker öyküsü olanlar, daha önce iri bebek doğuranlar, gebelik öncesi şeker ölçümleri yüksek bulunmuş olanların 24. haftaya kadar beklemesine gerek yoktur ve bu testler daha önce de yapılabilir. Düzgün çıkmaları durumunda 24 haftada tekrarlanmaları yine de gereklidir. Diyabete eğilim varsa veya hamilelik diyabeti gelişmişse kan şeker düzeyi takibiniz önemlidir. Şeker düzeyiniz dengesizleştiğinde fazla glukoz ve yağlar plasenta yolu ile bebeğinize geçer, bebeğiniz bu besinleri alarak şişmanlamaya başlar. Hamilelikte açlık kan şekerinin normal düzeyi 60 ile 90mg/dl’dir. Hamileliğiniz öncesi diyabet hastasıysanız, bu özel sürecinizde diyetinize özellikle dikkat etmelisiniz.

Hamilelere verilen günlük kalori 2000kcal’ın altında olmamalıdır. Ancak bu miktar kişi ağırlığına ve gebelik haftasına göre değişkenlik gösterebilir. Kesinlikle basit şeker içeren gıdaları beslenme programınızda bulundurmamalısınız. Bunlar kolalı içecekler, çikolata, pasta, kek, tatlı, şekerleme tarzı gıdalardır. Ayrıca vücutta şekere dönüşen, nişastadan zengin yiyecekleri de belirli ölçülerde ve nadir olarak tüketmelisiniz. Örneğin; patates, havuç, börek, pirinçli gıdalar bu tür gıda gruplarıdır. Meyveleri belli miktarda yemelisiniz, çünkü bunların içinde karbonhidrat bulunur. Porsiyon olarak gün içine bölerek tüketmeniz gerekir. Öğün atlamanız, yetersiz karbonhidrat tüketiminiz, fazla salgılanan insülin miktarınız, yoğun bir şekilde egzersiz yapmanız veya ilk aylarınızda kusma ve bulantılarınızın olması hipogliseminizin gelişmesine neden olabilir. Hipogliseminiz geliştiğinde 5-6 adet kesmeşeker veya 1 çay bardağı meyve suyu tüketmeniz gerekir. Bu şekilde kan şekeriniz 15 dakika içerisinde normale döner. Ancak bu gibi alışkanlıklar devam ederse hipoglisemi riski süreklilik kazanır. Sabah kalktığınızda ekmek, leblebi, tuzlu bisküvi, grisini gibi yiyecekler ile güne başlayabilirsiniz. Şeker hastalarının gebeliğinde tatlandırıcı olarak sakarin yerine aspartam kullanımı önerilir. Gebelere ve gebelikte şeker hastalığı olanlara egzersiz, jimnastik, yürüyüş önerilir. Ancak aç karnına bu aktivitelerin yapılması şeker dengesini daha çok bozar. Bu nedenle ara öğünden 30 dakika, ana yemekten 60 dakika sonra egzersize başlanmalıdır. Kan şekeri düzeyi diyet ve egzersiz ile kontrol altına alınamıyorsa zaman kaybetmeden insüline başlanmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.