Yeni doğum yapmış kadınların sezaryen ya da normal doğum fark etmez önümüzde ki ilk iki yıl içerisinde dikkat etmesi gereken en önemli konulardan birisi de doğum kontrol yöntemleridir. Yapılan çalışmalara göre yeni doğan bebeğinizi ilk iki yıl anne sütü verebilmeniz, bebeğinizin psikolojik ve fiziksel gelişimde aktif bir şekilde rol oynayabilmeniz ve hayatınızda meydana gelen değişikliğe adapte olabilmeniz için gebelikler arasında en az 18-36 ay olması gerekmektedir. iki yıldan daha erken gebe kalınması durumunda yeni doğanda düşük doğum ağırlığı, erken doğum, yeni doğanda erken dönemde ölüm sıklığı artmakta olup önceki çocukta iyi beslenememe, enfeksiyon sıklığında artma izlenmektedir. Bu nedenle lohusalık süreci bittikten sonra emzirme sürecine uygun anne sütünün miktarını ve kalitesini bozmayacak şekilde bir korunma yöntemi ile korunmanız gerekmektedir. Aile planlaması için seçilecek yöntem hastanın motivasyonu, çocuk sayısı, sağlık durumu, emziriyor olup olmamasına ve çiftin dini inançlarına bağlıdır.
Doğum sonrası dönemde seçilecek doğum kontrol yöntemi annenin emzirip emzirmemesine bağlıdır.
Doğum sonrası anne sütü vermeyen kadınlarda doğum kontrol yöntemine 3. Haftadan itibaren başlanmalıdır. Özellikle herhangi bir nedenle anne sütü vermeyen yada veremeyen kadınlarda yumurtlama doğum sonrası 3. Hafta gibi çok erken bir dönemde olabileceği nedeniyle kişi adet görmeden tekrar gebe olarak başvurabilmektedir. O nedenle 3. Haftadan itibaren mutlaka bir doğum kontrol yöntemi tercih edilmelidir. Seçilecek yöntem emzirme olmadığı için kişiye uygun herhangi bir yöntem olabilir. Konu ile ilgili ayrıntı bilgileri doğum kontrol yöntemleri hakkındaki yazımdan inceleyebilirsiniz.
Emziren anneler için durum biraz daha farklıdır. Laktasyon amenoresi dediğimiz durum yani emzirmeye bağlı adet görmeme durumu ya da halk arasında kullanılan “sütün koruması” maksimum 2 yıl olup doğanın en etkin doğum kontrol yöntemidir. Bu sayede gebelikler arasında uygun zaman olması sağlanmaktadır. Sütün koruması durumunun uzun süreli ve etkin bir şekilde gerçekleşmesi annenin beslenmesine, emzirme sıklığına ve bebeğe ek gıda verilip verilmemesine göre değişir. Gece de dahil olmak üzere düzenli aralıklarla (her 2-,2,5 saatte bir) emziren ve ek gıda vermeyen kadınlarda ilk 6 ay boyunca sadece emzirme ile doğum kontrolü sağlanması %98’dir. Yani doğum sonrası ilk 6 aylık süreçte bebeğinizi her 2-2,5 saatte bir emziriyorsanız, ek gıda vermiyorsanız ve adet kanamalarınız henüz başlamadı ise sadece emzirme ile yeni bir gebelik oluşumundan korunmuş olursunuz. Adet kanaması başlamış ise emzirmeniz gebe kalmanıza artık engel değildir. Emzirmeye devam ederek bir doğum kontrol yöntemi ile korunmanız gerekmektedir. Kullanılacak yöntemler kadının motivasyonuna, sağlık durumuna, çocuk sayısına, dini inançlarına göre değişmekle birlikte şu şekildedir;
Özellikle belirtmekte fayda olduğunu düşündüğüm bir konu da emziren annelerin ilk 6 ay doğum kontrol hapları ya da aylık iğnelerden uzak durması gerekmektedir. Anne sütünün hem miktarını hem de kalitesini düşürdüğü için kullanılmamalıdır.
Tüm önlemlere rağmen gebelik durumu oluştuğunda eğer istenilmeyen bir gebelik ise erken dönemde hekiminize başvurmanız ve yapılabilecek işlemler hakkında bilgi almanızda fayda vardır. Maalesef çoğu kadında daha henüz adet göremeden gebelik durumu oluşunca ve anne emzirme nedeniyle adet olamadığını düşünüp gebelikten şüphe etmemektedir. Gebelik fark edildiğinde yasal sınırları aştığında (gebeliğin 10. Haftasından sonra) isteğe bağlı sonlandırma, kürtaj işlemi gerçekleştirilememektedir. Kürtaj işlemi ile ilgili tüm sorularınızın cevaplarını, kürtaj hakkındaki yazılarımdan okuyabilirsiniz.